2 Eylül 2014 Salı

Kadim Geceden Mesaj

Bu su
Hızlıca akan bu su,
Güneş altındaki kahkaha coğrafyasında, gülümseme takımadaları gibiydi.
Ama bu sabah yarılan tan seldir.
Uğursuz çamurlu inişlerinde kuvvetsiz, çirkin ve pis kan gibi akan hardal seli.
Talihsiz kuduz dalgalarıyla her yere dağıtır; tedirginlik ve çöküş görüntülerini
Viranelik, bu daracık şehrin ölümcül gözlerine Kızıl buhar gibi saçılır, Donar

Ve açılarak kalmak isteyen, çiçek
Güneşi yerlere getirmek isteyen çiçek; Çürür

Genç deniz kuşları
Suyun üzerinde
Hardal ve kan revan dalgalarına, yavaşça otururlar yastı ayaklarıyla bir an

Biz tarihin şahitleri,
Hardal ve kana revan dalgalarında çürüyen pamuk kanatları gördük
Başkalaşan genç deniz kuşlarını gördük
Çamurlu Köstebekler gibi, fareler gibi, kör fareler gibi batan genç deniz kuşlarını gördük

Biz tarihin şahitleri
Kara gecelerin uğursuz derinliğinde tarihi gördük
Cüzamlı kitabeler gibi duruyordu tarih
Yüzünün yarısını iri sırtlanlara çiğnetmiş

Bizden sonraların sınır ötesinde, geleceğe akan caddelerde tekrar anacak mısınız bizi?
Kıdemden, eskilikten kirlenen gecenin kadim sınırlarında yaşayan bizleri.

Biz, sınırların ötesinde,
-Gecenin kadim sınırlarından bahsediyorum-
Bu gün hızlıca akan su, bu su olmayan su, hardal ve kana revan olan bu su
Su olduğu zamanlar, duru olduğu zamanlar,
Güneşin kahkaha coğrafyasında, Gülümsemenin takımadaları gibiymiş diye duyduk.

Biz duyduk, sınırların ötesinde…
Gecenin kadim sınırlarından bahsediyorum.

Rıza BERAHENİ, Güneş Altında Çile Kitabından.


Çeviren: Ayhan FAZLI