21 Ocak 2016 Perşembe

Beddua-Asaf Halet Çelebi

kendi göklerimden indim
kendi duvarlarıma
konduğum duvarlar yıkılsın 
                                         bahtiyâaar*

havuzlarımda bir kaç damla su içip
ağaçlarımın çiçekli dallarına uçdum
konduğum dallar kurusun 
                                        bahtiyâaar

seni bağçelerimde uyutdum
seni duvarlarımda sakladım
havuzlarıma güneşler vurduğu zeman
gözlerini açıp bana gülerdin
                                        bahtiyâaar
yazık sana verdiğim emeklere


__________

*bahtiyar: Bir masal kahramanı: 
"-Kız! sen buraya nasıl geldin, korkmadın mı? Gel seni benim yattığım tabutlukta saklayayım. Çünkü biraz sonra bir güvercin gelecek, seni görürse öldürür. Bunu üzerine kız delikanlıya dedi ki:-Eğer benimle evlenirsen gelirim. Delikanlı buna razı olarak, parmağındaki yüzüğü ona verdi, kız da yüzüğünü çıkarıp parmağına taktı, artık evlenmişlerdi. Biraz sonra güvercin geldi. Kız tabutluğa girerek orada saklandı. Güvercin gagasında getirdiği yiyeceği delikanlıya verdikten sonra uçup gitti. Bu minval üzre kız bu mezarlıkta delikanlı ile beraber güvercinin getirdiği yiyecekleri yiyerek tam bir sene onunla yaşadı, sonra delikanlıyı konağına yolladı. (...) Bir sabah, güvercin pencereye gelerek seslendi:-Ey Bahtiyar, dokunduğum duvar yıkılsın! Lahzede duvar çatır çatır yıkıldı... Sonra: -Konduğum dallar kurusun! Dedi, konduğu dallar kurudu. Güvercin, sarayın penceresi önündeki ağaçta öte öte çatladı." İran esatirinde bu güvercinin karşılığı Simurg ya da Sireng ve yetiştirdiği çocuğun adı da Zaloğlu Rüstem. [Seyhan Erözçelik, Son Vezir Asaf'ın Şiir Dünyasında Nedircik Yavruları-Bir İpuçlandırma Çalışması]