23 Şubat 2014 Pazar

Halı


Bir halı var dedemizden miras kalmış
Bir halı var içinde cennet bahçesi
Bir halı var bahçesinde Âdem, Havva’yla sevişmiş
Ağacının arkasında lili saklanırken
Gülünün yaprağında dede Korkut’un öğüt türküsü donup kalmış
Dede Alesker’in sevdiği kızların saçlarından örülen bir halı var
Çarşamba günü, çeşme başında yıkanmış
Bir halı var üzerinde bir Âşık Garip uzanmış, Hızır’ı beklemekte
İpek bir halı var
Çiçekleri cennetten

Bir halı var güneş küresi kadar ateşli alevli ve sıcak, yerlere döşenmiş
İpi tarih boyu sevenlerin yürek damarlarından
Kan revan içinde ilmekleri


İnsanların izlerini kaydeden bir halı var
Hiçbir adımı unutmayan
Her an üzerindeki olayları kafasında tutan


Bir halı var
Dünyanın merkezinde
İnsanlık gözü önünde
Uzun bir anda
Tarih boyu kadar uzun bir anda yıpranır,
Ve yok olmasını engellemeye hiç bir yol bulunamaz
İnsanlık anısı ürperir çiçeklerinde

İşte o halı
Eskimiş,Yıpranmış
Mahv olmuş güzelliği
ben ise halının ortasında
Ademin günahını düşünerek
Kendi parçalarımı birleştirmeye çalışırım
Halı üzerinde uzanmışım
Dedem Korkut kopuzunu özlemişim 
Zamanı düşünürüm
Beyrek'i 
Birde Aşık Garip'le ortak gurbetimi


Uzun bir an
Boş bir han
Dargın bir Ayhan

Dede Âdem’in pişmanlık belgesiyim
Dede Korkutun korktuğu felaket
Ve Beyrek'in kara zindanı dır bu gecem

Buradayım ben, param-parça
Halı ateşlerı içinde
Alevlenirim
Ben ayak yalın
Kör gözlerimle
Dilsiz-Sağır bir ozanım
Avazını kaybetmiş bir ozanı düşün
Türküler kalbinde çırpınan, 
Şiirler dilinde hapis düşen
Alev-alev yanan bir ozan

Tırsma!
Perişan olma!
Panik yapma!
Sakin ol!
Telefonu masadan al

İtfaiyeyi ara haber ver,
Acili ara ambulans göndersinler,
Ve bu sırada uzman bir doktor bulmayı düşün.