Elif gitti. Odanın sesi kesildi. Üç koca adam ve bir kız ağladı.
Lhasa de Sela - Where do you go
İzin verilseydi kediler ve kargalar da gelirlerdi Elif'i uğurlamaya.
Ay da gelirdi çoban yıldızını yanına alıp. Belki bir yıldız da kayardı.
Güneş böyle gözleri kamaştırmaz, hava da maviliğiyle ferahlık vermezdi.
Ama koca şehir kederle kuşatılmıştı ve kederi dağıtma görevi güneşle
gökyüzüne verilmişti. Yalnız üç adamın ve bir kızın ismi fısıldanmıştı
Tahran semalarına. Şehri kedere boğmak istemiyorlardı, güçlerini
toplayıp sapasağlam cümleler kurabiliyorlardı ama bakınca Elif'in
gözlerine kendilerini tutamıyor, uçurumun kıyısında sigara, çay ve
eski şarkılar eşliğinde vals yapıyorlardı. Bu sırada gözlerinden akan
yaşlar toprakta çiçeklerin yeşermesine sebep oluyor, her açılan
çiçekle birlikte hareket alanları daralıyor ve uçuruma daha da
yakınlaşıyorlardı. Bir havalimanı havalimanlığından bu kadar çıkmışken
yapılan anonsla birlikte Elif'in gözlerine bakan 4 kişi irkildi,
çünkü anons kederin bütün şehri esir aldığını ve buna mukabil
Elif'in derhal şehri terk etmesi gerektiğini bildiriyordu. Elif arkasına,
geride bıraktıklarına baka baka ilerleyip önünde beliren kapıya çarptığında
ve kapı ansızın açılıp geçtiğinde fark ettiği şey, artık onun duruyor olması
ama ayaklarını bastığı yerin durmayıp hızlı bir şekilde uçağa açılan kapılara
doğru hareket etmesiydi. Kafasıyla ayakları aynı yöne baktığında
son defa geriye çevirdi gözlerini. Tebessüm etti ve gitti.
Güneş parlıyordu, gökyüzü masmaviydi, ama keder dağılacak gibi değildi.
Elif gidince odanın sesi kesildi. Üç koca adam ve bir kız ağladı.
toplayıp sapasağlam cümleler kurabiliyorlardı ama bakınca Elif'in
gözlerine kendilerini tutamıyor, uçurumun kıyısında sigara, çay ve
eski şarkılar eşliğinde vals yapıyorlardı. Bu sırada gözlerinden akan
yaşlar toprakta çiçeklerin yeşermesine sebep oluyor, her açılan
çiçekle birlikte hareket alanları daralıyor ve uçuruma daha da
yakınlaşıyorlardı. Bir havalimanı havalimanlığından bu kadar çıkmışken
yapılan anonsla birlikte Elif'in gözlerine bakan 4 kişi irkildi,
çünkü anons kederin bütün şehri esir aldığını ve buna mukabil
Elif'in derhal şehri terk etmesi gerektiğini bildiriyordu. Elif arkasına,
geride bıraktıklarına baka baka ilerleyip önünde beliren kapıya çarptığında
ve kapı ansızın açılıp geçtiğinde fark ettiği şey, artık onun duruyor olması
ama ayaklarını bastığı yerin durmayıp hızlı bir şekilde uçağa açılan kapılara
doğru hareket etmesiydi. Kafasıyla ayakları aynı yöne baktığında
son defa geriye çevirdi gözlerini. Tebessüm etti ve gitti.
Güneş parlıyordu, gökyüzü masmaviydi, ama keder dağılacak gibi değildi.
Elif gidince odanın sesi kesildi. Üç koca adam ve bir kız ağladı.