...*
Acaba başımı sizin omzunuza koyup gözyaşı dökebilir miyim? Bilmiyorum. O kadar yorgunluktan sonra, mahmur, uykulu bir surat ve yanımda iradesizce sallanan kollarla size sığınabilir miyim? Sizin o zaman yapacağınız ne olacak? Sıkıca bana sarılacaksınız ve teninizin hararetini bana geçireceksiniz, ikide bir parmaklarınızla tenimi okşayacaksınız, sanki omurgalarımı yoklayıp tek tek sayıyorsunuz, acaba bir tanesi eksik mi diye. Kah kendinize gelip de sırtıma vurarak “Sakin ol!” diyorsunuz. Başka bir şey de demiyorsunuz, aklınıza bile gelmiyor ben neden ağlıyorum, derdim ne? Sormuyorsunuz ben nerden geldim, neden yağmura tutulmuş bir serçe gibi yüreğim böylesine çarpıyor?
Hayır! Yapamazdım artık.
O uzak ve uzun yolculuklardan sonra, yıllarca yalnızlıktan ve yıllarca o siyah ve parlak gözlerden uzak kaldıktan sonra, artık avare olamazdım.Bir evin penceresinden, bir bakışıyla benim hayatımı yakan o gözler. Kaybedeceğim ne varsa kaybetmiştim zaten. Kendimi bir çift gözün uğrunda feda etmiştim, belki de o gözler çok önceden benim hayatımı zehirlemiştir.
...
[Ferhad'ın Cenazesi, Abbas Marufi, Çeviri: Mahmud Sarrafi, Tûtî, 9. Sayı, Mart-Nisan-Mayıs 2015, s.82-84]
________________
Abbas Marufi 1957, Tahran
doğumlu yazar. Tahran Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dramatoloji bölümünden
mezun oldu. Öğrencilik yıllarında gazetecilik yaptı. Üniversiteyi bitirdikten
sonra çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. Edebiyat çalışmalarına ünlü
edebiyatçı Huşeng Gülşiri gözetiminde devam etti. Marufi’nin Güneşin Gözü Önünde isimli ilk öykü
kitabı 1980’de yayımlandı. 1990’da Gerdun isimli bir
edebiyat dergisi çıkardı. 1992’de Iran Çağdaş Yazarlar Birliği Başkanlığını
yaptı. Ölüler Senfonisi romanıyla dünyada
tanındı. “Ölülerin Senfonisi”nin yanı sıra Ferhat’ın Cenazesi, Kargaşa Yılı, ve
Feridun’un Üç Oğlu Vardı isimli romanları
da bulunmaktadır. Yasemin Kokusu isimli öykü
kitabı Amerika’da yayımlanan, tiyatro oyunları da bulunan Marufi, ailesiyle
birlikte Almanya’da yaşamakta ve kitapçılık yapmaktadır.