8 Aralık 2015 Salı

Bir İçimiz Daha Yok Deniz

Her biri biricik olan ve yaşarken sadece bir defa denk geldiğimiz görüntüler, sesler, kokular, tatlar ve dokunuşlar gelip içimize dolarlar, bizdeki yansımalarıyla. Tüm duygularımız, düşüncelerimiz, yaşadıklarımız ve onlarla olan her şey... zamanlar, mekanlar, eşyalar, anılar ve insanlar. İçimizde her şeyi tutabiliriz de insanları tutamayız. İçimizdeki insanlar bir yolunu bulup giderler. Orada, içimizde fazla kalamazlar; kendilerine ait olmayan zamanlarda, mekanlarda, o eşyalarla, anılarla ve insanlarla yaşayamazlar. Yabancı oldukları görüntüler, sesler, kokular, tatlar ve dokunuşlar rahatsız eder onları. Zaten kendi içleri de buna izin vermez. Kimsenin bir içi daha yok Deniz. Ben bazı zamanlar içimin bir köşesinde sevdiğim ya da bir zamanlar sevdiğim o insanların suretlerini hayal edip eski bir zamanda yaşıyormuşuz gibi yanımda olduklarını hissediyorum. Bu senin için ve içinin de yasaları var ama kimse kimi hangi anıyla hayal edeceğine karışamaz. Bu yüzden temizliğe başlama, çünkü orada kimse yok. Sadece hayal et ya da güzel olanlarıyla yaşa ve bunu bazı zamanlar yap. Ben öyle yapıyorum. Diğerlerine gelince, zamanlar, mekanlar, eşyalar ve anılar, tüm o görüntüler, sesler, kokular, tatlar ve dokunuşlarla beraber onlar oraya aitler. İstesen de çıkaramazsın. Çünkü gitmezler, gidemezler. Yaşayabilecekleri başka bir yer yok. Deniz'in başka bir içi yok. Kaçarlar, sen gittiler sanırsın ama içinin senin dahi bilmediğin bir köşesinde bekler dururlar. Kovamazsın, temizleyemezsin onları. Yasalar böyle, kalbimizin yasaları. Hem yorarlar seni, daha çok üzülürsün. Yorulmanı ve üzülmeni istemiyorum kardeşim. 

Selim
8 Aralık 2015, Tahran