29 Aralık 2013 Pazar

Zavallı Dünler


Nevruza üç ay dokuz gün varken:
Efsanevi evlerin sarnıçları
Kızıl tuğlalarıyla, beyaz tuğlalarıyla
Dökülüyor
Ve her düşen tuğla, beni evirip-çeviriyor.
- zavallı dünler!

Nevruza üç ay dokuz gün varken:
Dörtgen bir evde
Dörtgen bir avluda
Kıyısında sıra dizilmiş ağaçlarıyla Dörtgen bir bahçede
Solucanlar
Ağaç köklerinin arasında kaynaşıyor
Toprakta yatan ölülerin anılarını göz ardı ediyor
Ölülerin beynini çiğniyor
“Neden?” diye sorsam, beni duymazlar
Ölüler donuyor, kemiklerinde solucanlar kaynaşıyor
- zavallı dünler!

Nevruza üç ay dokuz gün varken
Kar yağıyor, toprağı örtüyor
Dallar donuyor
Toprakta yatan ölülerin anıları da

Nevruza üç ay dokuz gün varken:
Şu donan anılar
Şu arasında solucan kaynaşan anılar
Dar sokaklarla, kanlı sokaklarla dolu,
Toplarla, tüfeklerle, kurşunlarla,
Savaş cephesine dönüşen kızıl-beyaz tuğlalı evlerle dolu,
Sürgünlüklerle, hapishanelerle, 
Kara günlerle, kara günlüklerle dolu
Ters asılmış cenazelerle dolu
Solucanlar donuyor, karınlarında anılar kaynaşıyor
- zavallı dünler!
Nevruza üç ay dokuz gün varken:
Kar yağıyor, kara toprağı örtüyor
Kar yağıyor, toprağı örtüyor
Kar yağıyor, şehrimin güneyde siyah, kuzeyde kızıl toprağını örtüyor
Kar yağıyor, donan ölülerin mezarını örtüyor, adlarını daha derine gömüyor
Kar yağıyor, solucanlar donuyor, adlar donuyor, anılar donuyor,
Ölüler ise aralarında kaynaşıyor
- zavallı dünler!
Nevruza üç ay dokuz gün varken
Aslında Nevruza üç ay dokuz gün var derken…