Bu deftere yaşadıklarımı mı yoksa yaşayamadıklarımı mı yazacağım? Kimin hayatını yaşadığımı bile bilmiyorken buna cevap vermek zor.
Yaşamım yazmaya başladığım ama bir türlü devam edemediğim boş bir defterdi. Hep yeniden başlamak üzere yırtılan yapraklar, gittikçe kalınlığı azalan defter. Yaprakları hep sakladım, bir yerlerde duruyorlar. Ya yapraklara yazılmayanlar...
Belki bir gün yarım yamalak da olsa hatırlanmak ve işlenmek umuduyla kalpte bir delik açıp hafızanın bir köşesine, kolay kolay bulamayacağım bir yere -kolay kolay bulunamayacaklarını bile bile ve olacakları bekleyerek- siniyorlar.
Bir adam eski eşyalarla dolu bir evde secdeye kapanıyor. Bir adam aynada kendisiyle karşılaşıp tanıyamayınca babaanne diye ağlıyor. Bir adam habire Allahla konuşuyor.
31 Aralık 2013, 23.44
Engelab, Tehran