Emrah. Ciğer köşen sesleniyor, pek aziz dostun, eşikte duran kardeşin. Şimdi iyi dinle beni. Çok vakit kalmadı. Her şey tükenmeden, her şeyi tüketmeden dinle beni.
Aradığın hiçbir
şeyi bulamıyorsan içine bakacaksın. Yani görüntülerde, seslerde, tatlarda, kokularda ve bu lanet olası dokunuşlarda aradığın yoksa, tecellilerde bulamıyorsan aradığın şeyi, içine bakmanın vakti gelmiş demektir. İçine bak Emrah ama girebildiğin en içine. İçinin en içine. Her şeyin en içine. Hepsinde bulacağın şey birdir. Sana sadece bunu diyebilirim ve yine gidip içimdeki köşeme çekilebilirim.
[Devam edecek Emrah, biraz bekle. Niye en içim değil de, içimdeki köşe, anlatacağım.]